14 Nisan 2012 Cumartesi

Çocuk beslenmesi sayfa:84


Oyun çocuğunda sağlıklı beslenme alışkanlıklarını nasıl geliştirilebilirsiniz?

1. Yiyeceklerin yararlarını anlatın
Çocuğunuza sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak için mevsim sebze ve meyvelerinin faydalarını anlatarak işe başlayın. Yediği şeylerin onun büyümesi ve gelişmesine yardımcı olacağını bilen çocuklar daha iştahlı olurlar.

2. Israr, ceza gibi yöntemler kullanmayın
Kimi zaman çocuğunuz herhangi bir yiyeceğe karşı itiraz edecektir. Bu tür durumlarda yemek için ısrar etmek veya ceza vermek gibi yöntemler, çocuğun beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiler. Hele bir de üzerine düştüğünüzü görürse, sırf ilginizi sürekli üzerinde tutabilmek için aynı davranışları tekrarlayıp, olumsuz beslenme alışkanlıkları oluşturacaktır. Bunun yerine başka yöntemler deneyin. Örneğin ana öğüne kadar abur cubur vermeyip, acıkmasını bekleyin.

3. Abur cuburdan uzak besleyin
Bütün çocuklar, şeker, çikolata, bisküvi gibi abur cuburlara meraklıdır. Sağlıklı besinler yerine, sadece bunları tüketmek isterler. Ara öğünlerde abur cubur vermekte hiçbir sakınca görmeyen anneler ise, ana öğün zamanında karnı tok olan çocuklarına yemek yedirmek için uğraşıp dururlar. Eğer çocuğunuza sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak istiyorsanız, olabildiğince abur cuburdan uzak durmasını sağlayın.

4. Öğün Sayısını belirleyin
Sabah, öğle ve akşam öğünleri dışında ara öğünler belirleyin. Çocuğunuzun tükettiği besin miktarına bakarak, ana öğünler dışında, sabah ve öğle arası (kuşluk), öğle ve akşam arası (ikindi), akşam yatmadan önce (meyve, süt, ayran…) gibi ara öğünler oluşturabilirsiniz.

Çocuğunuzun öğünlerinin düzenli olmasına dikkat edin. Yemeklerini küçük porsiyonlar şeklinde hazırlayın ve bitiremeyeceği miktarlarda ısrar etmeyin. Çocuğunuz şişmanlığa eğilimli veya aşırı iştahsız değilse, yiyeceği miktarı kendisine bırakın.

Eğer çalışan bir anneyseniz ve çocuğunuza başkaları bakıyorsa, günlük tükettiği besinleri mutlaka denetleyin. Akşam yemeklerinde sevdiği yiyecekleri vererek, günlük oluşabilecek beslenme açığını giderin.

5. Yiyeceklerin hazırlanmasında dikkat edin
Çocuğunuza vereceğiniz yiyeceklerin temiz olmasına çok dikkat edin. Özellikle yaz aylarında hasta olmaması için, içtiği suyundan besinlerin taze olarak hazırlanmasına, pişirme yöntemlerine ve pişirdikten sonra doğru saklama yöntemlerine özen gösterin.

Bunlardan belki de en önemlisi pişirme yöntemleridir. Çocuğunuzun hayatı boyunca sürdüreceği alışkanlıklardan birisi haline gelecek olan pişirme yöntemi, onun erişkinlikteki sağlığını da etkileyecek. Örneğin daha çocukluk yaşlardan başlayarak kavurma ve kızartmalardan uzak tutun. Ya da et ve et ürünlerini kömür ateşinde pişirmeyin. Çünkü kömür ateşinde pişen et, değerli besin maddelerini kaybettiği gibi ilerde kanser, kalp gibi hastalıklara da zemin hazırlar.

6. Çocuğunuzun lezzet duygusunun geliştiğini unutmayın
Bir yaşından itibaren her çocukta lezzet duygusu gelişmeye başlar. Yemeklerin hazırlanışından kokusuna, görünüşünden tadına kadar her türlü faktör iştahını etkiler. İştahsız çocuklar için yemeğin sunumu son derece önemlidir. Kokusu, görüntüsü ve lezzeti birbirine karıştırılmış besinler çocukların iştahsızlığını artırır.


7. Besinleri çeşitlendirin
Oyun çocukluğu dönemi, çocuğun büyüme ve gelişmesi için son derece önemli bir dönemdir. Bu dönemde günlük enerji, protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineral ihtiyacını, bütün besin gruplarından tam olarak karşılamalıdır.



Oyun çocuğunun besin gereksinimleri

Enerji
Yaş grupları ne olursa olsun bütün çocuklar devamlı bir büyüme ve gelişme dönemindedirler. Bu durum bazal metabolizma için harcanan enerjinin yüksek olması anlamına gelir. Ayrıca fiziksel aktiviteleri de yetişkinlerden daha fazla olan çocukların, günlük enerji ihtiyaçları daha çok artar. Yetişkinler için günlük enerji miktarı, kilogram başına 30-44 kilokalori iken, oyun çocuklarının günde kilogram başına 80-90 kilokalorilik enerjiye ihtiyaçları vardır.

Protein
Çocuğun bir gün içinde yeterince protein alması için, 1 yumurta, 50 ml süt veya yoğurt, 1 köfte kadar et veya 1 porsiyon kurubaklagil tüketmesi yeterlidir. Daha fazlası için ısrar etmeniz, çocuğunuzun proteinlere karşı isteğini azaltabilir. Ayrıca günlük protein ihtiyacının yarısının hayvansal kaynaklardan olmasına dikkat edin.

Yağlar
Çocukların günlük enerji gereksinimlerinin yüzde 30’u yağlardan gelmelidir. İyi bir enerji kaynağı olan yağlar, ayrıca vücudun yağda eriyen vitaminleri kullanmasında ve sinir sisteminin çalışmasında rol oynar.

Karbonhidratlar
Çocukların günlük toplam enerjilerinin yüzde 50 veya 60’ı karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Fakat çocuklara karbonhidratları verirken, yüksek oranda şeker ve şekerli besinlerden uzak durmalarını sağlayın. Özellikle ara öğünlerde, çikolata, şeker ve şekerli besinleri çocuğunuza vermeyin.

Posa
Bir süre öncesine kadar çocuklara posa verilmemesi öneriliyordu. Ancak kalp hastalıkları, kolon kanseri gibi hastalıklarının tüketilen posanın düşük olmasıyla ilgisi saptanınca, çocuklara da posalı besin alışkanlıkları kazandırılması yoluna gidildi. Bu nedenle günümüzde oyun çocuklarının günde 12 gram posayı ana öğünlerde alması öneriliyor. Posanın hacimli olması nedeniyle daha fazlası, çocuğun diğer besinlerden tüketmesini engeller. Dolayısıyla çocuk yeterince enerji alamaz.

Oyun Çocuğunun Beslenme Problemleri

Çocukların beslenme sorunlarının başında ve annelerin en çok şikâyet ettikleri konu iştahsızlık problemidir. Bazı anneler çocuğun gelişme grafiğinde yaşına göre boy ve kilosu arasında uyumlu bir gelişme olsa bile çocuğum iştahsız diye şikâyet ederler. Bazı çocuklar sevdikleri yemek dışındaki yiyecekleri yemek istemezler.

Bir başka problemde çocuğun aşırı yemesi ve şişman olmasıdır. Aileler bundan şikâyet etmez hatta çocuğun şişman olması, onların çevreye karşı çocuğumuza iyi bakıyoruz diyerek övünme nedeni olabilir. Ama bu durum ülkemizde eğitim düzeyi arttıkça azalmakta, bu seferde annelerin bilinçsizce çocuklarını kilolu oldukları için rejime soktukları görülmektedir. Bunun yanı sıra dikkatsizlikler gıda boğulmalarını da bu yaşlarda tetikleyen sık görülen bir durumdur.